AMP (Accelerated Mobile Pages) Nedir?
31/10/2017
Mobil Kullanıcıların Kullanım Alışkanlıkları
12/12/2017
AMP (Accelerated Mobile Pages) Nedir?
31/10/2017
Mobil Kullanıcıların Kullanım Alışkanlıkları
12/12/2017

Dijital reklamcılık sektöründe reklamverenlerin karşı karşıya olduğu bazı tuzaklar var ki, bunların önüne geçmek için uzun süredir mücadele ediliyor. En çok kullanılan tuzaklardan biri de reklamverenlerin yayında olmak istemedikleri siteler üzerinde kendi  haberleri olmadan yayına çıkılması.

Domain spoofing” denilen bu sistem ile satış yapanlar, aslında kendilerine ait olmayan sitelerin reklam alanlarını satmış oluyorlar.

Aslında bakıldığında, bu kullanılan taktik yıllardır süregeliyor ve kullanılıyor. Maalesef bu da sektörün güvenirliğine balta vuruyor. Piyasanın en büyük oyuncusu Google bile buna maruz kaldıve bu tarz sahte reklam alanında yayın yapan reklamverenlere geri ödeme yapacağını açıkladı. Digiday’de yapılan bir açıklamaya göre, Financial Times her ay 1.3 milyon dolar sahte FT.com reklam alanının satıldığını söylüyor.

Spoofing’in bu kadar sık kullanılabilmesinin altında yatan en önemli neden ise şu sıra reklamverenler tarafından sıkça kullanılan otomatik reklam alım platformları ve bunların kullandığı satın alma sistemlerinin karmaşıklığı olarak gözüküyor. Gerçek zamanlı ve çok hızlı yapılan bu satın alma işlemlerinde doğruluma yapmak da bir o kadar zor oluyor.

Örneğin bir pazarlamacı, reklamının WSJ.com’da yayınlanması için ödeme yaptığını sanabilir, ancak gerçekte bu reklamlar WSJ.com’dan tamamen farklı ve şüpheli içeriği bulunan sitelerde görünebilir.

Tabi bu durum reklamverenler kadar yayıncılar için de olumsuzluklar barındırıyor. Neticede siteleri için planlanmış reklam harcamaları aslında başka yerlere aktarılmış oluyor. En büyük endişe ise bu durumun reklamverenlerin dijital reklama olan güvenini azaltması, hatta dijital reklamdan uzaklaşmaları oluyor.

“Domain spoofing, tüm endüstriyi baltalamaktadır, bu bir gerçek. Benzetmek gerekirse, sokak üzerinde satılan sahte Rolex saatleri gibi, ürünlerin gerçek fiyatlarını aşağıya çekiyor” diyor Jesse Kint, online yayıncılık ticaret organı Digital Content Next’in başkanı. “Daha da önemlisi, pazarlamacı, birinci sınıf bir reklam alanı satın aldığına inanıyor fakat sonuç aslında tam tersi oluyor.”

Bütün bunların sonucunda Google, OpenX ve Rubicon Project gibi şirketler alan sahteciliğini azaltarak yayınlarında daha sıkı kontroller uyguladıklarını söylüyor.

“Hepimiz bunun bir sorun olduğunu biliyoruz. Google’da geçersiz etkinlikten kazanç elde etmek istemiyoruz; Bu kötü aktörleri ödüllendirmek istemiyoruz. ” diyor Google.

Peki ne yapılmalı?

Bu şirketler, satın alıcılar ve yayıncılar tarafından geniş çapta benimsenen  ve bunun önüne geçmekte  yardımcı olabileceğine inanılan Ads.txt adlı yeni bir endüstri girişimine işaret ediyorlar.

Ads.txt aslında yayıncıların hangi exchange’lerin ve ortakların envanterlerini satma iznine sahip olduklarını belirtmeleri için kullanılan bir mekanizma. Bu şekilde sahte envanter alışverişin önüne geçilmeye çalışılınıyor.

Google’a göre, ads.txt dosyalarına sahip alanların sayısı hızla artıyor ve borsalarda daha şeffaf bir alış ve satış için iyi bir işaret olduğunu söylüyor.

Yayıncılar ve reklam alıcıları ads.txt dosyasının eklenmesini de memnuniyetle karşılıyorlar ve sisteme daha fazla şeffaflık sağlamalarını beklediklerini söylüyorlar.

Kaynak: WSJ

Diğer yazılar için GoClick Blog